Hayao Miyazaki'nin yönetmenliğini yaptığı, Eiko Kado'un aynı isimli çocuk romanından uyarlanan 1989 yapımı animenin live action uyarlamasının yapılacağı duyuruldu.Filmin yönetmeni korku filmleri ile tanınan Takashi Shimizu olurken Kiki rolünü ise 16 yaşındaki Fuka Koshiba canlandıracak. Majo no Takkyubin'in çekimlerinin mayıs ayı içinde Seto iç denizinde bir adada başlaması planlanıyor.
Fuka Koshiba
Anime filminde Kiki 13 yaşında bir cadıdır ve ailesinden ayrılarak başka bir şehirde bir yıl tek başına yaşaması gerekmektedir. Kedisini de yanına alarak süpürgesi ile okyanus kenarında bir şehre gelir. Sahip olduğu uçma yeteneği ile bir nevi kuryelik yapan Kiki, burada farklı insanlarla karşılaşacak ve sorunlarının üstesinden gelmeye çalışacaktır.
Tokugawa
Çağı’nın ortaları, Tenmei Döneminin (1781-89) ikinci yılında yaşanan olayların
konu edildiği kült manga Blade Of The Immortal 1994 yılında yayın hayatına
başlamıştır. Hiroaki Samura tarafından çizilen-yazılan Blade Of The Immortal 19
yıl üzerine 2013’ün şubat ayında sonlanan yayın macerası bir yana kendi
evreninde Asano Rin’in ailesinin ölümünden sonraki iki yıllık periyot
sayılmazsa, ana hikayesinde ortalama bir yıllık bir sürecin hikayesidir
aslında. Bu elbette eserin zamansal evreninde kurgusal açıdan eser sahibinin
bir tercihidir ve anormal olan bir tarafı da yoktur bu tercihin yalnız bizim
bunu vurgulamamızda ki temel amaç eserin çok katmanlı ve ayrıntıcı anlatımının,
karakterlerinin her birinin derin ve ince tasvirinin müsebbibi olarak bu durumun
etkinliğine de dikkat çekmektir. 2008 yılında çekilen 13 bölümlük bir anime
serisi de bulunan bu yapıt yurt dışında da hatırı sayılır bir takipçi kitlesine
sahiptir.
Manganın 2008 Yapımı 13 Bölümlük Bir Anime Serisini Bulmakta Mümkün
En
temelinde Manji isminde ölümsüz bir samurayın hikâyesi olarak basitçe ifade
edinilebilinecek manga “ölümsüzlük” gibi doğaüstü bir katıkla dönemin
sosyo-kültürel yapısı olsun. Alt metinsel olarak hissettirilen zamansız
sosyo-politik tartışmalarıyla olsun veya karakterleriyle biraz da fetiş bir
güdüyle aktardığı nadir ve sapkın dertlerden muzdarip tuhaf kahramanlarıyla
olsun Blade Of The Immortal binlercesi bulunan sıradan dönem mangalarından
ayrılarak, en başta da vurguladığımız “kült” sıfatını sonuna kadar hak ediyor.
Kahramanımız Manji İsminde Ölümsüz Bir Samuray
Yukarıda bu
mangada bulacağınızı vaad ettiğimiz 3 temel içerikten konusu hakkında genel
bilgiler vererek bahsetmeye çalışacağız. Şöyle ki; kahramanımız yaşlı ve
gizemli bir kadın olan İhtiyar Yoabikuni’nin ona bahşetmiş olduğu (lanetlemiş
olduğumu demeliydik acaba) bir güçle ölümsüzlüğü elde etmiş yetenekli bir
samuraydır. Ne kadar ağır yaralanırsa yaralansın ve hatta hayati uzuvları
vücudundan ayrılsın kahramanımız bundan hiç etkilenmemektedir çünkü vücudunu
tamamen ele geçiren Kessen Chu (Kutsal Kan Kurtçukları) adlı canlılar herhangi
bir yaranın oluşumuyla hemen harekete geçerek yaraya canlarıyla müdahale edip
onu iyileştirmektedirler. Bu (söylemeye gerek yok ama) kahramanımızı neredeyse
yenilmez hale getirmektedir. Geçmişte kız kardeşinin eşi de dahil 100 samurayı
öldürmüş bu adam, bu nadir bulunan yeteneğiyle 1000 kötü adamın canını almaya
yemin ederek yolları birleşen Rin’le onun “intikam” amacı için yollara düşer.
Rin İntikam İçin Manji'yle Yollara Düşüyor
Rin’in
hikayesi ise kısaca şöyledir; yeni ve devrimci bir kılıç okulu Itto Riu’nun
kurucusu Anotsu Kagehisha katı “Bushido” kurallarını ve ona tâbi bütün kılıç
okullarını yok ederek Itto Riu’nun üstünlüğünü herkese kanıtlama niyetindedir.
Babası da itibarlı bir dojonun lideri olan Rin’in ailesi atadan kalma
husumetinin de etkisiyle Kagehisha’nın öncelikli hedeflerinden biri haline
gelir. Bir gece Kagehisha ve 4 adamı tarafından ailesi gözleri önünde
katledilen Rin, her şeyiyle bu 5 adamın peşine düşer. Manji’yle tek tek
avladıkları intikamıyla ilişkili her bir Itto Riu ferdi onları farklı bir maceraya
sürüklemekte; bu sayede tanıma fırsatı bulduğumuz her bir karakterde bizi
farklı özellikleri ve belirli konularda ki takıntılarına hemhal etmektedirler.
Örneğin avlardan biri olan Kuroi Sabato (ismi ünlü heavy metal grubu Black
Sabbath’a da afili bir selam çalmaktadır.) baştan ayağa tamamen siyahlara
bürünmüş gizemli bir karakterdir. Rin’le de aşırı ilgili bu tuhaf adamın
güzelliğe olan fetişizmle kolaylıkla tarif edilebilinecek saplantısı Rin’i de
onun için sahip olunası bir av haline getirmektedir. Peki tam olarak ne yapmak
için? Diye sorulursa da güzelliğinin en taze dönemimde sonsuzluğu da yakalaması
için kafasını kesip omzuna dikerek onunla bütünleşme nihai amacını elde etmek
diyebiliriz… Tıpkı Rin’in annesine de yaptığı gibi. Fakat Samura’nın sapkın
takıntılara, ağır psikolojik rahatsızlıklara sahip karakterleri Kuroi
Sabato’dan ibaret de değildir. Rin’in babasının çocukluk arkadaşı Üstat Sori’de
Sabato’dan hallice, iflah olmaz bir güzellik ve sanat müptelasıdır denebilir
fakat onunki biraz daha batı menşelidir. Bunun dışında; batı tıbbı konusunda
ustalaşmış Burando’da makus talihinin etkisiyle ciddi bir dönüşüm geçirmiş,
psikopat ve sadist deneylerinde izlediği yöntemlerle sağlıklılığı kabul edilmez
bir karakter haline gelmiştir. Samura bu karakterlerle tasvir ettiği uç psikozlu
vakalarıyla ilginç seyirlikler sunar bize. Ayrıca Burando’nun bu hale gelmesine
neden olan Manji’nin kaçırılıp ölümsüzlüğün sırrını çözmek için birçok mahkûmla
maruz kaldığı insanlık dışı deneyler, dolaylı da olsa Naziler ve onların
politikalarının eş güdümlü birer tasviri gibidir.
Manga'nın İlginç Karakterlerinden Biri Kuroi Sabato
Eserin
dönemle ilişkisine de değinmek yerinde bir yaklaşım olacaktır. Şöyle ki;
kişilerin birbiriyle; dönemin iktidarının kişilerle ilişkisi, olaylar
bağlamında seyrimize sunulurken Japon kastının en önemli öğelerinden biri olan
samuray sınıfının, gücünün yerinde olduğu bir dönemin arka planında Bushido’yla
olan bağının tasvirinin yapıldığı, tartışıldığı ve toplum içinde ki yeri
üzerinde durulduğunu söylemek mümkündür.
Asıl Av Anotsu Kagehisha
Tüm bu
içeriksel öğelerin Samura’nın ayrıntılı ve titizce planladığı
ilüstrasyonlarıyla sarılıp sarmalanınca
ortaya çıkan sonuç, ince simgelerle bezenmiş ve hikayeyle 3 boyut kazandırılmış
anlamlı karakterleri; tutarlı bir kompozisyonla kusursuz bir atmosfer yaratan
zaman-mekan uyumunun grafiksel öykülenmesi olmuş. Ortalama bir manga
okuyucusunun göz atmasını; afili bir manga otakusunun ise ilk iş olarak edinip
okumasını tavsiye edebileceğimiz bu yapıt damağınızda muhakkak ki kendine has
tadını bırakacaktır. Öyle ise durmayınız İngilizcesi için burdan tıklayıp indiriniz.
Manganın Atmosfer Kompozisyonları da Göz Dolduruyor
Not: Yazımı
kaleme alırken bolca referans aldığım Mehmet Korkut Öztekin’in Manga: Bir
Kültürel Direniş Aracı adlı eserinde mevzu bahis olan mangayla ilgili çok daha
derin ve doyurucu bir makale bulabileceğinizi ekleyip bu çok uzun kafa şişirici
yazıma son veriyorum.
Naruto'nun Mangaka'sı Masashi Kishimoto'nun 13 Mayıs'ta Weekly Shounen Jump'ta İngilizce olarak yayınlanacak yakuza temalı tek ciltlik mangası daha şimdiden internette. Burdan okuyabilirsiniz. Not olarak şunu da ekleyelim; Kishimoto'dan resmi bir açıklama gelmemiş olsa da ünlü mangakanın hayranları Naruto'dan sonra ki mangasının yakuza türünde olup olmayacağını şimdiden tartışmaya başladılar bile.
Anime
Türü : Aksiyon , Dram, Fantastik , Süper-Güçler
Bölüm
Sayısı : 4/25+
Yapım
Yılı : 2013
2013 yılının en iyi animelerinden biri olacağı
düşünülen Shingeki no Kyojin özgün konusu, çizim kalitesi, çarpıcı müzikleri ve efektleriyle
ilk bölümden merak uyandırmayı başardı.
Konuyu özetleyecek olursak sadece zevk
için insanları yiyen devlerin olduğu bir dünyada insanlar devlerden korunmak
için onların ulaşamayacağı yükseklikte duvarlar inşa etmiş ve yüz yıl boyunca
devlerden korunmuşlardır. Fakat bir gün devlerin
beklenmedik saldırısı ile her şey değişir. Bu saldırıda başkahramanımız Eren
Jeager ‘in annesi gözleri önünde bir dev tarafından yenir. Saldırıdan kardeşi Mikasa
Ackerman ile birlikte kurtulan Eren o gün tüm devleri öldürmeye
yemin eder.
Seri henüz dördüncü bölümde olduğundan senaryo
hakkında yorum yapmak için biraz erken ama gözümüze takılanlara değinirsek Eren
her shounen anime genci gibi iddialı ve sürekli devleri yok edeceğinden
bahsediyor, devlerin nereden geldikleri tam olarak belli değil, saldırı günü
evden ayrılan Eren'in babası hakkında da şimdilik bir bilgi yok. Tam olarak Erenle
akrabalık bağlarını çözemediğimiz Mikasa güçlü ve
akıllı oluşuyla ümit vaat ediyor, şimdilik sürekli Eren'i koruyor olsa da muhtemelen kısa sürede güçlenen gencimiz ore ga mamoru vazifesini üstlenecektir. Seri üç bölümlük girişten sonra karakterleri
işlemeye, duygusal ve mizahi ögelere yer vermeye başlasa da genel anlamda epik
sahneler barındırıyor.
Eğer biraz da sosyal söylemlerden dem vuracak
olursak duvarlar arasında ve baskı altında yaşayan insanlar, insanları sömüren
devler, duvarların sosyal sınıflara göre ayrılması, askeriye, kral ve dine değiniş tarzıyla
fantastik unsurlar dışında mesajlar veriyor da olabilir.